Lenf nodu tutulumu önemli bir prognostik faktördür ve tümörün evresi ile yakın ilişkilidir. Evre arttıkça pelvik ve paraaortik lenf nodu tutulumu oranı artmaktadır.
LVSİ ve stromal invazyon derinliği lenfatik metastaz riskini arttırmaları dolayısıyla önemli prognostik faktördür. Lenf nodu tutlumunun iki taraflı olması lenfnodu sayısı kadar önemli bir prognostik faktör değildir. Ayrıca tutulmuş nod sayısı nodun büyüklüğünden daha fazla prognostik öneme sahiptir. Üçten az lenf nodu tutulanlarda 5 yıllık sağkalım %72 olarak bildirilirken üçten fazla tutulumda bu oran %40 tır. Stromal invazyon derinliği ile pelvik lenf nodu metastazı ve pelvik rekürrens arasında pozitif bağlantı tespit edilmiştir
Diğer bir prognostik faktör tümörün büyüklüğüdür.
Yine parametrial yayılımında kötü prognostik faktör olduğu bildirilmektedir. Parametrial tutulum olmayanlarda pelvik lenf nodu tutulumu %13.5 , olanlarda %43.1 olmaktadır.
Hücre tipinde de serviksin adenokarsinomu , skuamöz hücreli karsinoma göre daha kötü prognozludur. Özellikle lenf nodu tutulumu varsa adeno kanser daha kötü seyretmektedir.
Hücre diferansiasyonunun prognostik önemi vardır. Kötü diferansiye tümörlerin daha yüksek lenf nodu metastazıyla ve daha düşük sağ kalımla ilişkili olduğu bilinmektedir. Ama hücre diferansiasyonu çeşitli oranlarda aynı tümörde görülebildiği için evre III-IV tümörlerinde tedaviyi etkilemezler.